Her Ping’te Tükeniyor Muyuz?

gizem_makale1

Birisi “Ping Yorgunluğu” mu dedi?..Gizem konuyu ele aldı, bakalım olay neymiş. Keyifli okumalar.

Teknoloji sayesinde işlerimiz hızlandı, kolaylaştı. Ama gün geçtikçe bu kolaylık, beraberinde yeni bir yük de getiriyor. Gün boyu çalan bildirim sesleri, titreşimler, ekranımıza düşen “acil” mesajları… Bunların tümü, beyaz yakalının görünmez yükü haline geldi. Hem de artık literatürde bir adı var: Ping yorgunluğu.

Odaklanmaya çalışırken düzenli-düzensiz aralıklarla bölünmek, sadece iş verimliliğini değil, zihinsel sağlığımızı da yavaş yavaş kemiriyor. Çünkü her ping, sadece bir dikkat dağıtıcı değil; beyni olduğu yerden götürüyor sonrasında ise yeniden odaklanma sürecini başlatan ciddi bir kesinti yaratıyor.

Nedir bu ping yorgunluğu?

Ping yorgunluğu, e-posta, anlık mesajlaşma, iş yönetimi ve takvim hatırlatıcıları gibi daha çok iş araçlarından gelen sürekli bildirimlerin yol açtığı zihinsel tükenmişlik belirtisi. Başta işleri kolaylaştırmak için hayatımıza giren bu araçlar, artık dikkatimizi parça parça dağıtan bir kaosa dönüştürmüş durumda. Bazen çınlayan bazen de titreşerek uyarı veren bu sistemler verimliliğimizi ve zihinsel sağlığımızı fark ettirmeden aşağıya çekiyor.

Bilimsel olarak da açıklayalım…

Bir bildirime göz atmak saniyeler sürebilir gibi görünse de, bu küçük bölünmelerin etkisi düşündüğümüzden büyük. Her uyarı, beynin odaklandığı işten çıkıp başka bir şeye geçmesini gerektiriyor ve araştırmalara göre tekrar odaklanmak ortalama 23 dakika sürüyor. Yani her “ping”, sadece birkaç saniyelik bir kesinti değil, gün içindeki tüm iş akışını bozan ciddi bir kopuş anlamına geliyor.

Ping sesiyle aslında durum daha da karmaşık hale geliyor çünkü artık iş yeri eve taşınıyor hatta iş mesai dışında da bizimle yankılanmaya devam ediyor. Ve ne yazık ki birçok kişi, bu dijital bağlılık halini bir “çalışkanlık göstergesi” gibi yaşıyor. Halbuki asıl olan, sürekli çevrim içi olmak değil, gerçekten değer yaratan iş üretebilmek. Öyle değil mi?

Peki çözüm?

Çalışanlar için bildirimleri tamamen kapatmak mümkün değil olmasa da gerçek verimlilik için onları bilinçli ve dengeli kullanmak çok önemli. İşte beyaz yakalının ping yorgunluğuna yakalanmaması için bazı öneriler:

  • Gün içinde “rahatsız etme” zamanları yaratılmalı. Bu tembellik değil, verimlilik taktiği olmalı.
  • Her mesajın acil olmadığını hatırlatılabilir.
  • Mola vermekten korkmamak! Zihnin de dinlenmeye ihtiyacı var öyle değil mi?
  • Ekipteki herkesin bildirim eşiği farklı olabilir. Bu farkı tanıyarak saygı göstermeliyiz.
  • En önemlisi: Sürekli ulaşılabilir olmak eşit değildir üretkenlik.

Modern çalışma düzeninde sürekli ping sesleriyle mi yaşamak yoksa insanı önceleyen bir yaklaşım mı benimsemek? Bildirimlere “şimdilik hayır” diyebilmek için artık karar sizin.

Önemli Not: kanunlargibi.com’daki tüm yazılı, işitsel ve görsel içeriklerin ilgili yasalar kapsamında her türlü hakkı saklıdır; izinsiz kullanılamaz ve çoğaltılamaz. Akademik çalışma ve bilgilendirme amacıyla referans veya bağlantı verilmek suretiyle kullanılabilir.

Yazar

  • Gizem, lisans eğitimini Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde tamamladı. Sağlık, psikolojik hizmetler ve bilişim sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarda İçerik, SEO ve İletişim Yöneticiliği görevlerini ifa etti. Bu kapsamda; insan kaynakları yönetimi, iş ve sosyal güvenlik hukuku, iletişim, sağlık yönetimi, sosyal medya yöneticiği, yazılım ve bilişim alanlarında çok sayıda projede uzman içerik yöneticisi olarak görev yaptı. Youtube ve Spotify'da yer alan çalışmalarının yanı sıra, farklı web platformlarında tasarladığı ve yönettiği bir çok proje bulunmaktadır. Gizem, halen Teamso Yazılım A.Ş.'de İş Geliştirme Yöneticisi olarak çalışmakta.  

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık