Asıl ve alt işveren ilişkisi nedir? Taşeronluğun şartları nelerdir? İşyeri devri ve iş sözleşmesi devrinin birbirinden farkı nedir? İşverenin iflasının işçinin alacaklarına bir etkisi var mıdır? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını yazımızda bir araya getirdik, keyifli okumalar.
4857 sayılı İş Yasası 2’nci Maddesinde: “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir” hükmü mevcuttur.
• Alt işverenin üretimde çalışan kendi işçilerinin bulunması.
• Alt işverene verilen işin yardımcı iş olması.
• Alt işverenin üstlendiği işte çalıştırdığı işçilerin sadece bu işte çalışıyor olması.
• Alt işverene verilen işin asıl iş sürdüğü müddetçe devam etmesi.
• Alt işverenin daha önce işyerinde çalıştırılan bir kişi olmaması.
• 4857 sayılı İş Yasası 6’ncı Maddesine göre; işyerinin tamamı veya bir bölümü devredildiğinde, tüm iş sözleşmesi hak ve borçları devralana geçer.
• Devreden işveren, devirden önce doğan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan işverenle birlikte devir tarihinden itibaren 2 sene süresince sorumludur.
• Ancak tüzel kişiliğin birleşmesi veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme durumlarında birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.
• Kıdem Tazminatı bakımından; devreden işveren kendi dönemindeki çalışmalar kadar ve devir tarihindeki işçinin son ücreti ile sınırlı olarak sorumludur. Ancak, 2 yıllık süre sınırlaması kıdem tazminatında geçerli değildir.
• İhbar Tazminatı bakımından; devreden işverenin sorumluluğu bulunmamaktadır.
• Devredilen tarihte doğmuş bulunan fazla çalışma, hafta tatili günde fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden devreden işveren 2 sene boyunca devralan işverenle birlikte sorumludur.
• İşyeri devri işçi veya işveren için haklı fesih sebebi oluşturmaz. Ancak, devreden veya devralan işverenin ekonomik veya teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin zorunlu kıldığı nedenlerle feshi ile İş Kanunu’nun 24 ve 25’inci maddelerine dayanan işçi ve işverenin haklı fesih hakları saklı tutulmuştur.
6098 sayılı Borçlar Kanunu 429’uncu maddesine göre; hizmet sözleşmesi, çalışanın yazılı rızası alınmak koşuluyla sürekli olarak başka bir işveren devredilebilir.
Bu işlem ile devralan tüm hak ve borçlardan sorumlu olmaktadır. Fakat hizmet süresine bağlı haklar devreden işverenin yanında çalışılmaya başlanılan tarih esas alınarak hesaplanır.
Bu maddedeki düzenleme hiç bir iş yasasında bulunmadığından hepsine uygulanabilir.
• İşverenin iflası doğrudan iş sözleşmesini sona erdirmez.
• Ancak işçi teminat isteyebilir (iflas masasından), bu teminat bir şarta bağlanmamıştır. Teminat verilemezse işçi sözleşmeyi feshedebilir.
• İflas masasının “seçim hakkı” vardır; bu durum “aynen ifaya devam” (işçi çalışmaya devam eder) veya “aynen ifayı red” (işçi çalışmaya devam etmez) haklarını kapsar.
• İflasın açılmasından önceki 1 yıl içerisinde doğan “ücret ve ücret niteliğindeki menfaatler (prim, ikramiye, komisyon vb gibi kıdem ve ihbar tazminatı hesabına dahil edilen ödemeler)”, “fazla çalışma ücreti” ve “yıllık izin ücreti” birinci sıradaki alacaklardır.
• Kıdem Tazminatı da birinci sıralı alacaktır, ancak iflastan önceki 1 sene şartı aranmaz; iflas sebebiyle hak edilmiş olması yeterlidir.
• İhbar Tazminatı da birinci sıradadır; iflastan önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş olması veya iflas sebebiyle fesihten doğmuş olması yeterlidir.
Önemli Not: kanunlargibi.com’daki tüm yazılı, işitsel ve görsel içeriklerin ilgili yasalar kapsamında her türlü hakkı saklıdır; izinsiz kullanılamaz ve çoğaltılamaz. Akademik çalışma ve bilgilendirme amacıyla referans veya bağlantı verilmek suretiyle kullanılabilir.
