Telafi çalışmasının tanımı nedir? Telafi çalışması fazla mesai olarak sayılır mı? Tatil günlerinde telafi çalışması olur mu? Telafi çalışmasında bir üst sınır var mıdır? İşçi telafi çalışmasını reddedebilir mi? Grev ve lokavt döneminde telafi çalışması yapılabilir mi? Denkleştirme ile telafi çalışmasının arasındaki farklar nelerdir? Bu ve benzeri tüm soruların cevaplarını sizler için derledik, keyifli okumalar.
Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması ya da işin tümüyle durdurulması veya işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde; işveren, 4 ay içerisinde işçiye, çalışılmayan bu süreler karşılığı olarak telafi çalışması yaptırabilme imkânına sahiptir.
Telafi çalışmaları fazla mesai olarak değerlendirilmediğinden mutlaka iş sözleşmelerinde yer almalı ve ancak belirtilen şartların oluşması halinde telafi çalışması yaptırılmalıdır.
Telafi çalışması; işçinin zorlayıcı veya herhangi bir nedenle çalışamaması/çalışmaması sonucu yitirilen çalışma sürelerinin belirli bir zaman dilimi (hafta, ay) içinde normal iş sürelerinin üzerinde çalışarak telafi edilmesine imkan veren bir esnek çalışma modelidir. Böylece kaybedilen iş günlerinde veya çalışma saatlerinde yapılamayan çalışma, ileride daha fazla bir süre çalışarak karşılanmış olmaktadır. İşyerinde yapılan bu çalışmalar, fazla çalışma olarak kabul edilmez.
Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz. Buradaki tatil günü resmi tatil olabileceği gibi sözleşmeyle öngörülmüş bir tatil (Yargıtay 9. H.D. 17.03.2008, 27667/5298) de olabilir. Ancak, örneğin işçi haftada 4 gün ve günde 11’er saat çalışıyorsa veya cumartesileri sözleşmesel tatil yapılmışsa; böyle bir durumda telafi çalışmasının sözleşmesel tatil gününde yapılması gündeme gelebilecektir.
Yani, işçiye verilmesi gereken hafta tatili gününde veya ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yahut belirli nedenlerle işçiye verilmesi gereken mazeret izinlerinde (4857 sayılı Kanun Ek Md. 2) telafi çalışması yaptırılamaz.
Bunun gibi, işçinin raporlu bulunduğu veya örneğin gebelik veya analık izni kullandığı süre içerisinde bu çalışmanın yaptırılamaz. Keza, eğer iş sözleşmesi veya eki niteliğindeki personel yönetmeliği veya iç yönetmelik gibi kaynaklarda, akdi tatil veya mazeret izin günleri düzenlenmişse, bu gibi günlerde de telafi çalışması yaptırılamaz.
Hafta tatili ile ilgili yargı kararları için de “Yargı Dağıtılıyor: Hafta Tatili” bölümümüze göz atabilirsiniz.
Kanunun ifadesine çok sıkı bağlanıldığı takdirde, telafi çalışmasının önceden yapılması düşünülmezse de zorlayıcı sebepler dışında çalışılmayan sürelerin önceden çalışarak telafi edilmesi mümkün görülmelidir. Madde gerekçesinde, “daha sonraki günlerde…” yaptırılan telafi çalışmalarından söz edilmekte ise de telafi çalışmasının sadece çalışılmayan günlerden “sonra” uygulanabileceğine ilişkin bir hükme madde metninde yer verilmiş değildir.
Bu nedenle, telafi çalışmasının, bu uygulamayı gerektiren nedenlerin ortaya çıkmasından önce ya da sonra yapılabileceği sonucuna varmak doğru olur. İşçinin daha sonradan kullanmak isteyeceği bir izin için önceden telafi çalışması yapmasını yasaklamanın haklı bir sebebi bulunmamaktadır.
Hükümdeki normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması kavramı, kısmi süreli çalışma için 4857 sayılı İş Kanunu 13’üncü madde gerekçesinde getirilen ölçütten de yararlanılarak, normal çalışma süresinin en az 3’te 1’i kadar bir süre kısaltılması şeklinde anlaşılmalıdır (Aynı yönde “Çalışma Süreleri Yönetmeliği” md. 6).
Buna göre, günlük çalışma süresi 7,5 saat olan bir işçi, 64’üncü maddede belirtilen sebeplerle 4 saat çalıştırılamamışsa, o günkü normal çalışma süresinin üçte biri olan 2,5 saatin üstünde bir süre çalıştırılamadığı için bu sürenin telafisi mümkündür.
Telafi çalışması, işçinin günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşuluyla günde en çok 3 saat olabilecektir. Günlük en çok çalışma süresi 11 saat olduğundan; örneğin, günde 10 saat çalışan bir işçinin o gün yapacağı telafi çalışması (3 saat değil) en çok 1 saat olabilecektir.
İşçinin telafi çalışması karşılığı işverenin kendisini izinli saymasını reddetme hakkı bulunmamaktadır. İşçi, Kanundaki koşullara göre uygulanmasına karar verilen bir telafi çalışmasını yapmakla yükümlüdür. Bu husus, Kanunun md. 64/1’deki; “… işveren… çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir” şeklindeki telafi çalışması uygulamasını işverenin takdirine bırakan ifadesinden anlaşılmaktadır.
Esasen telafi çalışması bir fazla çalışma olmadığından işçinin onayı gerekmez. Telafi çalışmasına katılmayan ve çalışmayan işçi işi ifa borcuna aykırı davrandığından, 4857 sayılı İş Kanunu md. 25/2-h’ye göre iş sözleşmesi işveren tarafından haklı nedenle feshedilebilir.
Telafi çalışması yaptırılması işçinin rızasına bağlı değilse de öncelikle verilen iznin telafi çalışması karşılığı olduğunun işverence işçiye bildirilmesi ve olası bir uyuşmazlıkta da bu bildirimin yapıldığının işverence ispatlanabilecek durumda olması gerekir. Keza işçinin talebiyle kendisine izin verildiğinde, bu iznin telafi çalışması karşılığı olarak verildiğinin de işverence kayıt altına alınması gerekir. İşçi, haklı nedenler olmaksızın telafi çalışmasını yerine getirmeyi reddettiği takdirde, izin verilen süre için kendisine ödenmiş bulunan ücretin geri alınması da mümkündür.
Yasal grev/lokavt süresince işçinin çalışma borcu bulunmadığı için bu dönem adına askıda geçen süre için telafi çalışması olamaz.
Telafi çalışmasında kanunda belirtilen koşullar sebebiyle işyerinde normal çalışma süresinin altında çalışılmış olması veya işyerinin tatil edilmesi nedeniyle çalışılmayan sürelerin telafi edilmesi söz konusu iken, denkleştirmede haftalık ortalama çalışma süresine göre işlem yapılır.
Fazla mesai ile ilgili diğer detaylar için “Fazla Mesai Göz Çıkarmaz: İş Yasalarında Fazla Mesai” yazımızı inceleyebilirsiniz. Ayrıca, fazla mesai ile ilgili yargı kararları için de “Yargı Dağıtılıyor: Fazla Mesai” bölümümüze göz atabilirsiniz.
Önemli Not: kanunlargibi.com’daki tüm yazılı, işitsel ve görsel içeriklerin ilgili yasalar kapsamında her türlü hakkı saklıdır; izinsiz kullanılamaz ve çoğaltılamaz. Akademik çalışma ve bilgilendirme amacıyla referans veya bağlantı verilmek suretiyle kullanılabilir.
