İşyerinde malul kişi çalıştığıma zorunluluğu var mıdır? Askerlik nedeniyle işten ayrılan kişinin tekrar işe alınması zorunlu mudur? Grev ve lokavt süresince çalıştırılma zorunluluğu nasıl düzenlenmiştir? Ücret gününde ödenmezse işçinin çalışma zorunluluğu devam eder mi? İşyerinde hekim ve iş güvenliği uzmanı çalıştırılması zorunlu mudur? Toplu işten çıkarma sonrası çalıştırma zorunluluğu neyi kapsar? Bu ve benzeri soruların cevaplarını yazınızda derledik, keyifli okumalar.
4857 sayılı İş Kanunu 30’uncu maddesine göre; bir iş yerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır.
Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye 6 aylık ücret tutarında tazminat öder.
Tazminat kuralları ile ilgili detaylı bilgi için “Tüm Tazminat Kuralları” özet tablomuzu ve “Tazminat Dönemi: Kıdem, İhbar ve Daha Bi Sürü Şey” yazımızı inceleyebilirsiniz.
4857 sayılı İş Kanunu 31’inci maddesine göre; herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak 2 ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır.
Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye 3 aylık ücret tutarında tazminat öder.
Tazminat kuralları ile ilgili detaylı bilgi için “Tüm Tazminat Kuralları” özet tablomuzu ve “Tazminat Dönemi: Kıdem, İhbar ve Daha Bi Sürü Şey” yazımızı inceleyebilirsiniz.
4857 sayılı İş Kanunu 21’inci maddesine göre; işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır.
İşçiyi başvurusu üzerine işveren 1 ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az 4 aylık ve en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.
İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır.
Tazminat kuralları ile ilgili detaylı bilgi için “Tüm Tazminat Kuralları” özet tablomuzu ve “Tazminat Dönemi: Kıdem, İhbar ve Daha Bi Sürü Şey” yazımızı inceleyebilirsiniz.
4857 sayılı İş Kanunu 34’üncü maddesine göre; ücreti ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir.
Bu nedenle çalışanların kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez.
Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.
Ücretler ile ilgili diğer detaylar için “Para Dediğin Nedir Ki?: Ücret Hesaplıyoruz” yazımızı inceleyebilirsiniz. Ayrıca, ücretler hakkındaki güncel Yargıtay kararlarına “Yargı Dağıtılıyor: Ücretler” makalemizden ulaşabilirsiniz.
4857 sayılı İş Kanunu 34’üncü maddesine göre; işveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren 6 ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde, öncelik olarak işten çıkardıklarından nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırmak durumundadır. Çağrı uygun araçlarla yerine getirilmelidir.
Toplu işten çıkarma ile ilgili diğer detaylar için “Tümevarım mı Tümdengelim mi: Toplu İş Hukuku” yazımızı inceleyebilirsiniz.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 65’inci maddesine göre;
•6356 sayılı Kanun 65’inci maddesine göre; “Hiçbir surette üretim veya satışa yönelik olmamak kaydıyla niteliği bakımından sürekli olmasında teknik zorunluluk bulunan işlerde faaliyetin devamlılığını veya işyeri güvenliğini, makine ve demirbaş eşyalarının, gereçlerinin, hammadde, yarı mamul ve mamul maddelerin bozulmamasını ya da hayvan ve bitkilerin korunmasını sağlayacak sayıda işçi, kanuni grev ve lokavt sırasında çalışmak, işveren de bunları çalıştırmak zorundadır”.
• Grev ve lokavt dışında kalacak işçilerin niteliği, sayısı ve yedekleri, işveren veya işveren vekili tarafından toplu görüşmenin başlamasından itibaren 6 iş günü içinde işyerinde yazı ile ilan edilir ve bu ilanın bir örneği taraf işçi sendikasına tebliğ edilir. Bu tebliğden itibaren 6 iş günü içinde işçi sendikası mahkemeye itirazda bulunmazsa ilan hükümleri kesinleşir. İtiraz hâlinde mahkeme 6 iş günü içinde kesin olarak karar verir.
• Grev ve lokavta katılamayacak işçiler her ne sebeple olursa olsun kanuni süre içinde tespit edilmemiş ise işveren veya işçi sendikası çalışacak işçi sayısının tespitini süre geçtikten sonra da görevli makamdan isteyebilir. Görevli makam bu tespiti en kısa zamanda yaparak taraflara tebliğ eder. Gerekli hâllerde görevli makam resen tespitte bulunabilir. Görevli makamın tespitine karşı, taraflardan her biri mahkemeye 6 iş günü içinde itiraz edebilir. Mahkeme 6 iş günü içinde kesin olarak karar verir.
• Grev ve lokavtın uygulanacağı dönemde hangi işçilerin iş yerinde çalışmaya devam edecekleri görevli makamca grev ve lokavt kararının bildirilmesinden itibaren 3 iş günü içinde resen tespit edilerek ilgili işverene ve işçilere yazı ile bildirilir. O iş yerinde çalışan ve toplu görüşmede taraf olan işçi sendikası ve şubesinin yöneticileri bu hükme tabi tutulamaz.
• İşveren, grev ve lokavta katılamayacak işçilerden herhangi bir nedenle çalışmayanların yerine görevli makamın yazılı izni ile yeni işçi alabilir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 63’üncü maddesine göre; işçi kuruluşunda yönetici olduğu için çalıştığı işyerinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi askıda kalır.
İş sözleşmesi askıya alınan yönetici; sendikanın tüzel kişiliğinin sona ermesi, seçime girmemek, yeniden seçilmemek veya kendi isteği ile çekilmek suretiyle görevinin sona ermesi hâlinde, sona erme tarihinden itibaren 1 ay içinde ayrıldığı iş yerinde işe başlatılmak üzere işverene başvurabilir.
İşveren, talep tarihinden itibaren 1 ay içinde bu kişileri o andaki şartlarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe başlatmak zorundadır. Bu kişiler süresi içinde işe başlatılmadığı takdirde, iş sözleşmeleri işverence feshedilmiş sayılır.
6331 sayılı Kanun’a göre; işveren çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve 10 ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirmek, çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet olarak almak zorundadır.
50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilirler.
İş sağlığı ve güvenliği kurulları ve girimleri ile ilgili detaylı bilgi için “Kurullar Vadisi: İşyerinde Oluşturulan Birimler ve Kurullar” yazımızı inceleyebilirsiniz.
6331 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik“in 17’nci maddesine göre; emzirme odası ve çocuk bakım yurtlarında yönetici, sağlık personeli ve diğer personelin istihdam edilmesi zorunludur.
Kadın ebeveynlerin çalışma hayatındaki hakları için “Biz Bir Aileyiz: Çalışma Hayatında Ebeveynler (Kadın Çalışanlar)” yazımızı inceleyebilir, “Ebeveynlerin İzin & Ödeme Hakları” özet tablomuza göz atabilirsiniz.
29.07.2015 tarihli İlkyardım Yönetmeliği’nin 19’uncu maddesine göre; iş sağlığı ve güvenliği kapsamında; az tehlikeli işyerlerinde, her 20 çalışan için 1 ilkyardımcı, tehlikeli işyerlerinde, her 15 çalışana kadar 1 ilkyardımcı; çok tehlikeli işyerlerinde, her 10 çalışana kadar 1 ilkyardımcı bulundurması zorunludur.
136 sayılı Avukatlık Kanunu 35’inci maddesi ile “Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği”ne göre; dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir.
Ancak, Türk Ticaret Kanunu’nun 272’nci maddesinde öngörülen esas sermaye miktarının 5 katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı 100 veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır.
Önemli Not: kanunlargibi.com’daki tüm yazılı, işitsel ve görsel içeriklerin ilgili yasalar kapsamında her türlü hakkı saklıdır; izinsiz kullanılamaz ve çoğaltılamaz. Akademik çalışma ve bilgilendirme amacıyla referans veya bağlantı verilmek suretiyle kullanılabilir.
